-
1 соблазн
-
2 прелесть
жпре́лесть новизны́ — yeniliğin çekiciliği
в э́том то́же есть своя́ пре́лесть — bunun da kendine göre çekici bir yanı var
ве́чер (для всех) потеря́л свою́ пре́лесть — güzel gecenin tadı kaçtı
••кака́я пре́лесть! — ne şeker / cici şey!
См. также в других словарях:
ilgi — is. 1) İki şey arasında bulunan herhangi bir bağlılık, ilişki, alaka, taalluk 2) kim. Kimyasal şartlar eş veya birbirine çok yakın olduğunda ögelerin birbirleriyle birleşmede gösterdiği seçicilik 3) ruh b. Dikkati öncelikle belirli bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alakalanmak — le 1) İlgilenmek 2) Gönül bağlamak, yakınlık duymak 3) Bir şey çekici gelmek 4) Bir şeyden zevk almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyüleyici — is. Etkileyen, çekici niteliği olan kimse veya şey … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitil — is., Ar. fetīl 1) Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde Lambanın fitili biraz daha açılmış. Y. Z. Ortaç 2) Derin yaraların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mühre — is., esk., Far. muhre 1) Her tür yuvarlak şey, küçük top 2) Cam boncuk 3) Kâğıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan araç 4) Deniz böceği kabuğu 5) Demirci çekici 6) Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı 7) Bazı av … Çağatay Osmanlı Sözlük